Yönetim
Okunan
Çok Uluslu Yazılım Projesinden
0

Çok Uluslu Yazılım Projesinden

by Özgür Eralp01 Kasım 2007

Geçtiğimiz Eylül ayında genel olarak bahsettiğimiz çok uluslu yazılım projesine ilişkin birkaç bölümden oluşacak yazı dizisi oluşturmaya karar verdik. Bu amaçla; Bilgisayar Gazetesi’nin bu ayki sayısında dizinin giriş bölümünü yer alacak.

Genel Bakış

İngiliz, Japon ve Türk mühendislerin yer aldığı, halen devam etmekte olan ve yaklaşık 1.5 yıl sürmesi planlanan bir yazılım projesinden bahsedeceğiz. Bu proje bir gömülü yazılım projesi ve tüketici elektroniği alanında bir ürün hedeflemektedir. 2006 Eylül ayında başlama vuruşu ile başlayan proje, geçtiğimiz yaz geliştirme safhasını tamamlayarak şu anda idame safhasındadır. 2008 Mart ayı sonunda projenin tamamlanarak, ürünün pazardaki yerini alması planlanmaktadır. Geliştirme ekibi içerisinde Türk ve Japon mühendisler ağırlıkta olmakla birlikte İngiliz mühendisler çeşitli yazılım modüllerinde görevlidir. Kısacası, gerçek anlamda çok uluslu ve ayrıca farklı modülleri farklı ülkelerde geliştirilen bir gömülü yazılım projesinden söz ediyorum. Son ürün yaklaşık 8 farklı ülkede piyasaya sürülecek, yani üretim adetleri oldukça fazla. Bizim için müşterinin Japonlar olması projenin çeşitli safhalarında yaşanan onay sürecini çetin kıldı.

İlk Farklılıklar

Farklı kişilerden oluşan topluluk veya ekip içerisinde göze çarpan ilk farklılıklar; haftalık çalışma saatleri ve grupların yazılım geliştirmedeki öncelikleri ile ilgili ortaya çıkmaktadır. Planlar; Türkiye’de 45 saatlik haftalık çalışma süresi, İngiltere’de ise yaklaşık 38 saatlik çalışma baz alınarak hazırlanmaktadır. Japon mühendisler için 45 saatlik süre sadece görünürde kalmakta, gerek duyulan çoğu durumda süre sınırlarını günlük 12 saatin üzerine çıkartarak rahatlıkla çalışabilmektedirler. Bunun yanında, Japonya ile saat farkını en aza indirecek durumu sağlamak için çaba göstermektedirler, takdir edilmesi gereken özveriyi her koşulda göstermektedirler.

İngiltere’de yerleşik ekibin yazılım geliştirme süreçlerine bağlılıkları, sistematik yaklaşımları benimseme ve uygulamadaki isteklilikleri etkileyici düzeydedir. İki farklı ülkede konuşlanmış (Japonya ve Almanya) Japon ekibinin ise ürün kalitesine ve testlere verdikleri önem inanılmaz düzeydedir. Bizim durumumuz kalite ve sistematik yaklaşımların arasında bir yerde sergileniyor diyebilirim. Sistematik yaklaşımdan şartlara göre kolayca vazgeçebildiğimizi gözlemliyorum. Sanırım önceliğimizde testler ağır basıyor. Kalite yönünde adımlar atmayı, süreçlere tercih ediyoruz gibi. Ağır süreçler, katı sistematik yaklaşımlar bizlerin genel özelliklerine belki de aykırı. Heyecanımız, tez kanlılığımız, bir an önce sonuca ulaşma isteğimiz sistematik yaklaşımları profesyonelce uygulayabilmemiz önünde bir engel olarak gösteriliyor çoğu zaman.

Bu ufak yazı dizisinde önümüzdeki ay; bir problem tespit edildiğinde tüm ekiplerde nelerin yaşandığını, nasıl bir yaklaşım izlendiğine dair bilgileri bulacaksınız. Bir ipucu vereyim. Eğer bir Japon size hata bildiriyor ise bu hatanın gerçekten ekibinizi ilgilendirme olasılığı çok fazladır demektir. Ama hatayı kolayca oluşturabilmeniz için gerekli bilgi, yönlendirme ve gerekse araç-gereç de size temin edilecektir. Bu da yazılım geliştirme esnasında geliştiricinin en çok istediği destektir. Beklenen; hatanın yalın olarak bildirilmesi değil tüm ayrıntıları ile kolayca yeniden oluşturulabilmesidir.

Lütfen düşünce ve önerilerinizi e-posta ile bana iletin. Ülkemizde bu alandaki çalışmaların artması dileğiyle.

About The Author
Özgür Eralp
Özgür Eralp
Yorumlar

Yanıt Bırak